Türkiye'de tüm belediyeleri düşünün;
Belediye başkanları insana yaptıkları yatırımlarla gündeme geliyor.
Betona yapılan yatırımlar konuşulmuyor bile.
Hatta tam tersi, görsel kirlilik, betonlaşma, yeşilin katledilmesi gibi konularla gündeme geliyor.
Ancak insan hayatını kolaylaştıran, dar gelirliye katkı veren, sosyal tesisleri ile her keseye uygun hizmet veren belediyeler 'örnek gösteriliyor'.
Ankara'da Mansur Yavaş bunun en güzel örneğini yapıyor.
İnsanlara dokunuyor.
Mesela kaldırımları yenilerken, görme özürlüleri unutmuyor.
Ankara gibi büyük bir kentte engelsiz parklar yapıyor.
Halk ekmek park ve dinlenme tesisleri ile her bütçeye uygun hizmet veriyor.
Pandemi dönemi esnafa verdiği katkıları halen konuşuluyor.
O nedenle de şimdi olası bir erken ya da zamanında seçimde Cumhurbaşkanı adaylığı için güçlü bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Mesela geçmiş dönemde Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin başkanı betonları dikti Samsun’un hemen her yerine.
Yeşil alanları taşıdı, bazılarına binalar yaptı.
Gelir gelmez suya yüzde 25 zam yaptı.
Bir de TÜFE zammıyla durmak bilmeyen bir zam furyasının pimini çekti.
Akıllı trafik diye 224 milyon liralık bir yatırım yaptı, trafik alt üst oldu.
Sosyal tesisleri özelleştirdi, sonra da mühürlemek zorunda kaldı.
Samsunspor'u önemsemedi taraftarın gönlüne giremedi.
Oysa Samsunspor bu kentin ortak paydası, değeri, markası.
Aklınıza insana doğrudan dokunan bir hizmeti geliyor mu mesela.
Ben düşündüm bulamıyorum.
SBB'nin yeni Başkanı Halit Doğan ise göreve gelince betonlarla uğraşmak yerine insana dokunan hizmetlere ağırlık verdi.
Sosyal tesisleri yeniden açtı.
Fiyatları normalin altında tuttu, dar gelirliye de buyurun dedi adeta.
Kent lokantaları zaten 10 numara bir hizmet.
Esnaf ve ilçelerden gelen yolcular için süper oldu.
70 liraya dört çeşit yemek, kar zarar ilişkisi görmeden hizmet açısından önemli.
İlkadım Belediyesi'nin dar gelirliye 'ücretsiz düğün salonu' çalışması harika.
Bir de 'internet üzerinden İlkadımlı ev kadınlarına alış veriş sitesine önderlik projesini hayata geçirirse' müthiş bir dokunuş olur.
Canik Belediyesi'nin öğrencilere ve eğitime katkısı, örnek bir çalışma. Belki de bu kadar boyutta Türkiye'de emsali olmayabilir.
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Havza, Salıpazarı, Çarşamba ve Yakakent Belediyeleri de insana dokunan hizmetleriyle ön plana çıkıyor.
Betona yatırım yapanlar, tarımsal alanları, yeşil alanları imara açmak için çaba harcayanlar, "İnsanların gönüllerine girmeyi beceremez'.
Rantçıların çok sevdiği kişiler olabilirler.
O nedenle, Samsun'daki belediyelerin 'insana dokunan hizmetleri olduğunda' destek olmak, iyi örneklerin yaygınlaştırılması için 'arada bir haklarını teslim etmek gerekir' diye düşünüyorum.
Vatandaş zor günler yaşarken, kendi yaşamlarına artı katmaya çalışanlar, her zaman kaybedenler olacaktır.
Belediyeler 'kişisel kalkınma yeri değil'.
Belediyeler 'Zenginleşme ve çevresiyle yağlı alışveriş yapılan yerler hiç değil'.
Belediyeler ahbap çavuş ilişkileriyle 'iş bulma yeri de değil'.
Belediyeler siyasi bakış açısı ne olursa olsun, parti rozetini çıkarıp, herkese eşit şekilde, hayatı kolaylaştırmak için hizmet üretme yeridir.
Bunu yapabilenlere ne mutlu.
Yapamayanlara ise geçmiş olsun.
Çünkü 4,5 yıl çabuk geçer, bir de bakmışsın seçim zamanı gelmiş.
İşte o zaman yaptığın betonlar, yağlı alışverişlerle verdiğin ihaleler değil, insana yaptığın dokunuşlarla anılma dönemidir.
Ne kadar insana dokunmuşsan, ne kadar hizmet üretmişsen, o kadar varsın 'yapılacak anketlerde'.
Ne kadar yeşil katletmişsen, ne kadar belediye taşınmazlarından satmışsan, belediyeyi ne kadar borçlandırmışsan, ne kadar kişi randevu talep etmiş de sana ulaşamamışsa, "O kadar yoksun, yapılacak anketlerde'.
Samsun bunun ne kadar örneğini gördü, bir o kadar da görecek.
Vatandaş, "Kendisine, çevresine, mahallesine" yapılan hizmetleri hatırlar.
Yapılan betonun çokluğu veya ağırlığına göre 'oy vermez, tercih etmez'.
O nedenle toplumda karşılığı olan bazı belediye başkanlarının isimlerini veya ilçelerini yazmakta hiçbir sorun yok.
Ama adını yazamadıklarım, ilçelerinden bahsedemediklerimde, 'vatandaşa hizmet noktasında' sıkıntılar olduğunu söyleyebilirim.
En azından henüz ne yaptığı ve yapacağı belli olmayan, "insanlara dokunmaya başlamamışlar' diyebiliriz.
Bazıları 'siyasi rozeti çıkarmamış ve parti işleriyle uğraşmaktan kendini alamıyor da' olabilir,
Bulunduğu makamın hizmet makamı olduğunu fark etmemiş de olabilir.
İnsana dokunan hizmetler üretmek çok farklı bir şey.
Onu yapabilmek için 'empati yapmak ve alçak gönüllü olabilmek de' önemli bir kriter.
İşte bazıları için bence sorun bu.
Liyakat ve beceri yoksa, zaten sorun büyük, geçmiş olsun şimdiden.
Bir dönem önceye bakın, örnekleri çok.
Şimdi evlerindeler.
Bu kadar net.
Daha ne diyebilirim ki.
insana yatırım da atakum sınıfta kalmıs.atakum eşittir betonkum.neden mı ?heryer yuksek bına .cevre yolu sehır ıcınde kalmıs.atakum beledıyesı karsısına bırde okul yapılmıs kı masaallah baska yer yok.devlet hastanesı mı pardon ıhale yapıldı bekleyın bıtecek .2030 da belkı.pekı hiç dusundunuz mu ozel sektor neden sehrın en ıslek yerlerıne hastane yapıyorçbakın dunya göz meydana 9 kat dıkıyor.ee ozaman atakumda yerı gayet ıyı olan ek poklınıkte neden acıl yok neden bırcok brans yok.bu nasıl yonetıcılıktır allah askına ne olmalı kı bu bedelsız bına hekımle dolsun